Stefan Zweig Avusturyalı Yazar & Gazeteci Astrolojik Harita Yorumu
Stefan Zweig, 28 Kasım 1881 yılında Viyana’da doğmuş, Yahudi kökenli yazardır. Alman dilinin en çok okunan yazarları arasındadır. Stefan Zweig’ın kitapları milyonlarca baskıya ulaşmış ve elliyi aşkın dile tercüme edilmiştir. Stefan Zweig’ın hayatı oldukça çalkantılı ve zor geçmiştir. 1. Dünya Savaşı dönemi ve Avrupa Nazi Dönemini yaşayan bir yazar olarak, inişli çıkışlı zamanlar, evlilik, boşanma, başka ülkeye göç etme, ülke değiştirme, savaşlar gibi büyük olaylar yaşamıştır. Enteresan bir hayat sonlanışını tercih etmiştir.
Saygı değer Çevirmen Ahmet Cemal “Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Stefan Zweig“
Stefan Zweig’ın bende her zaman çok farklı bir yeri vardır. Edebiyat Fakültesi’nden sonra kendimi bulduğum çok sevgili hocam çevirmen Ahmet Cemal’in atölyesinde “eleştirel düşünce derslerini” Zweig ve Kafka odaklı işlerdik. Ahmet Hocam savaş veya barışla ilgili bir şey anlatacağı zaman mutlaka Zweig’dan söz ederdi. Çünkü Zweig, faşizmin ve doğal olarak Hitler’in asla yenilmeyeceğini düşünmüş ve eşiyle birlikte hayatını sonlandırmaya karar vermiş. Onu bu hayattan alan şey “barış özlemi” olmuş.
Ben Zweig’ı –bir çoğumuz gibi- Ahmet Hocamın çevirisi “Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu” ile tanıdım. Arkasından Kitap Ağacı Bursa ile kendi aramızda yaptığımız Zweig fidanları ile neredeyse birçok kitabını bitirdim. İletişim Fakültesine geldiğimde de ders kitabı olarak biyografilerini okudum. Tabii ki doymak mümkün değil. Yalın bir dil kullanarak portreler çizmek, karakterlerini tahlil etmek oldukça zor bir iş.
“Bekledim. Seni Kaderimi Beklercesine Bekledim” BBKM
Yukarıdaki söz, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabından alıntı cümledir. (Yazar Işık Selin Orhuntaş’ın Bilinmeyen Bir Kadının Mektubunu Psikanalitik inceleme ile yazısını şuradan okuyabilirsiniz.) Empati ve tahlil yeteneğine hayran kaldığım bu adamın izini haritasında sürmek istedim. Zweig’ın yoğun bir iç dünyası olduğunu biliyoruz. Başarılı psikolojik tahlilleri iç dünyasının derinliğini bize gösteriyor. İnsan psikolojisini iyi tanıması ve insan ruhunda girilmedik dehliz bıraktırmamış. Ömrü boyunca yeni bilginin peşinde koşmuş, merak duygusu ile hareket etmiş, öğrenmek için çaba sarf etmiş, haberleşme ve iletişim yeteneklerini kullanmıştır.
Yazının devamında önemli astrolojik göstergeler ve yaşadıklarıyla senkronize olan durumlardan bahsedeceğiz.
Merkür ve Venüs’ü Akrep Burcunda
Stefan Zweig’ın doğum saatinden emin olmadığımız için, asc, mc, ax, vx gibi faktörleri haritaya dahil etmedik. Yükseleninden emin olmadığımızdan, horoskopu Koç burcundan başlattık. Stefan Zweig’ın haritasına baktığımızda Güneş burcu Yay, Merkür ve Venüs burcu Akrep, Mars burcu Yengeç ve Satürn, Neptün, Jüpiter, Şiron, Pluton yerleşimi Boğa burcunda konumlanmaktadır. Güneş burcu Yay olduğundan, Yay burcunun yöneticisi Jüpiter’in Zweig’ın haritasındaki yerleşimi oldukça önemlidir. Jüpiter’i Boğa olan Zweig, Boğa’nın yöneticisi Venüs sebebiyle, Venüs’ünün de Akrep’te olması nedeniyle, Akrep yani Pluto ve Mars’tan etki almaktadır. Pluto’su Boğa burcunda (yani Venüs yönetiminde), Mars’ı ise Yengeç burcundadır (yani ay yönetimindedir).
Jüpiter’in büyüme etkisi
Jüpiter haritalarımızda “öğrenmeyi gelişme, öğretmenlik, büyüme” konularını anlatır. Jüpiter’in etki aldığı burç olan Akrep’te, yazarın Venüs ve Merkür yerleşimi bulunmaktadır. Yazarı geliştiren, yazılarına katkıda bulunan yaşam formu “Akrep” etkisindedir. Dibi ve en yükseği görmek, yaşamları kaleme almak, her türlü zorluğu en deriniyle analiz etmek, bu analizlere empati gösterebilmek, gözlemlemek oldukça yoğun zihinsel süreçleri anlatır. Venüs, hayatın hoşlandığımız & sevdiğimiz yönlerini anlatırken ; Venüs Akrep yerleşimi, hayatın en karanlık taraflarına dikkat çekip, çok da huzur vermeyen bir görünüme sebep olmuştur. Ancak zaten Zweig’in bunca önemli eserinin görüntülemesinde, böylesine sorgulayıcı görünümlerin senkronizasyonu bizi şaşırtmamıştır.
Jüpiter & Şiron
Jüpiter öğrenme potansiyelimizi anlatıyorken, Zweig’ın haritasındaki Jüpiter & Şiron kavuşumunun Boğa’daki yerleşimi dikkat çekiyor. Şiron mitolojide de, astrolojide de öğretmen olarak geçer. Evet ; acıyla, kahırla, yarayla, kazalarla öğrenen Şiron, bu öğretilerini de şifa olarak sunar ve öğretir… Zweig’ın haritasındaki Jüpiter & Şiron kavuşumu, gerçekten hayatın iyisini ve kötüsünü ( Venüs ‘ü Akrep) yaşayarak ve deneyimleyerek, diğer hayatlardan gözlemleyerek, müthiş bir empati ile öğreniyor…
Uranüs Başak, Merkür bağlantısı
2 kere evlenen Zweig’ın haritasındaki eş (kadın) göstergesi Oğlak burcundadır. İlişkilerini anlatan Venüs ise Akrep’tedir. Her iki ilişki faktörü de, Kalde sıralamasında önemli yere sahip iki planetle ilişkilidir. Biri Satürn yani karma lordu, diğeri Pluton ; yıkım ve yapım sorumlusudur… Satürn’ün eksiltici, baskılayıcı taraflarının yanında, Pluto’nun yıkıcı etkisini düşünerek, boşanma ve hayatının tümünde göç etme, zor koşullar, yapılandırma ihtiyacı direkt olarak kişisel hayatının tümünde görülmüştür. Merkür Akrep yerleşimi, kitaplarının “yıkım”a uğramasını göstermektedir. (Naziler tarafından kitaplarının yakılması). Merkür astrolojide, yazım, kitap, iletişim demektir. Uranüs‘ü de Merkür yönetimindeki Başak burcunda olan Zweig’in, kitaplarıyla alakalı ani gündemler yaşayacağı, diğer yandan yazılarının “buluş” “icat” niteliğinde önemli olacağını vurgulamaktadır.
Satürn Boğa Yerleşimi, Dünya’ya aidiyetlik sorgusu
Satürn Boğa yerleşimiyle, hayatın güzel yanlarını görmesi zorlaşmış olabilir ; keza bunu yaşadığını, 2 önemli savaşın ortasında görmüştür ; zaten dünya hayatı bu savaşlar arasında tabiki iyi görünmeyecektir. Ama hayat formu Satürn Boğa ile, bu vurguyu, yani hayatı bir türlü keyifli bulmamayı fazlalaştırmıştır diyebiliriz. Bu çerçevede, Güneş’ine enerji veren Jüpiter akışındaki Akrep temasını gördüğümüz üzere, Akrep burcunun yöneticileri, haritasında önem kazanmaktadır. Akrep burcunun iki yöneticisi vardır : Biri Mars, diğeri de Pluto’dur. Mars, Zweig ‘ın haritasında Yengeç burcundadır. Yengeç burcundaki Mars Ay tarafından, 2 günde bir değişime uğrayacak türden “farklı eylemlere” sebebiyet verecek bir eylem, enerji alanını bizlere gösterir. Mars’ı Yengeç olanlar için, herşeyi yapabilme kapasitesi, ya da herşeyin kendisine yapılabilecek olabilme kapasitesi olarak bahsedebiliriz. Mars eylemlerimizi ve enerjimizi aktarma biçimizi gösterir.
Merkür & Mars düşünce ve eylemler
Ama buradaki Merkür Akrep ve Mars Yengeç bağlantısında, düşünceleri ve eylemlerinin bir noktada birleştiği, gerçekten de düşüncelerine sadık şekilde “yaşama isteği” ni görüyoruz Keza yaşantısını tek düze değil, durumlara göre değiştirme, ve bazı şeyleri “yapma” eğiliminde olmuştur. Güneş Yay bilgeliği ve Kuzey Ay Düğümünün de Yay burcunda olması ile, Zweig dünyadaki felsefe ve düşüne dünyasında yerini ayırmış ve eserleriyle hala milyonlarca insana katkı olmaktadır. Pluto’su Boğa burcunda olan Zweig’ın, Boğa burcunu yöneten Venüs'(Akrepte) e yönelik “yıkım & yapım” enerjisini de titizlikle yaşadığını görüyoruz. Sağlık, yaşam, hayatta kalma, mücadele, aşk, evlilik konularında ciddi yıkımlar yaşamıştır.
Bir kaç noktayı da aşağıdaki gibi özetlemiş olalım:
Su burçlarındaki yoğunluk
Boğadaki stelyum dışında su grubunda yoğunluk bulunmaktadır. Su yoğunluğu da onun hassas, duygularını ön planda tutan, insanları anlayan biri yapıyor. Onun eserindeki “Olağanüstü Bir Gece” ve “BBKM”’deki genel yapıyı düşününce duygu yüklü biri olması şaşırtmadı. Su yoğunluğu, ona hayal gücünü kullanarak ismini bugünlere taşıdı ve hatta belki de hayata dair hayal kırıklığını yaşattı.
Yay Sembolizması
Güneş yay burcunda konaklayınca yazara ömrü boyunca yeni bilginin peşinde koşma, merak duygusu, öğrenme, haberleşme ve iletişim yeteneklerini vermiş. Güneşin yanına gelen kuzey ay düğümü dünyaya iletecek mesajı olduğunu anlatıyor adeta. Tabii bunu Venüs ve Merkür kavuşumu da tetikliyor. Zweig tarafından dünyaya ulaştırılması gereken mesaj var!
Yazarlıkta Venüs
Çoğu astroloğa göre yazarlarda Venüs de önem taşıyor. Sanatla ilgili olan bu gezegenin iyi konum ve açıları kişiye bu yetenekleri getiriyor. Ancak Zweig’ın Venüs gezegeni hiç de rahat edemediği akrep burcuna yerleşmiş üstelik hemen yanında Merkür var. Tanrıların habercisi, hırsızların tanrısı Hermes’in temsili Merkür yazarların ve iletişimcilerin haritasında ciddiye alınır. Akrep burcunun şüpheciliği Venüs’ün sevgi anlayışıyla uymaz. Kalıp cümlelerin dışından bakarsak sanatın ve sanatçının dostu Venüs akrep burcuna yerleşerek ve yanına Merkür’ü de alarak ona en derin sezgileri, en derin duyguları, en derindeki gizleri açığa çıkartma yeteneği sağlamış.
Psikolojik süreçler
Zweig’ın yoğun bir iç dünyası olduğunu biliyoruz. Başarılı psikolojik tahlilleri iç dünyasının derinliğini bize gösteriyor aslında. Plüto, Şiron, Jüpiter, Neptün ve Satürn Retro halinde boğa burcunda sıralanmış. Hayatını sonlandırmayı seçmeden önce mutlaka milyon kere krizler geçirmiştir. Daha önce de söylediğim ve hepimizin bildiği gibi Zweig “Hitler galip gelecek, dünyada huzur görmeyeceğiz” düşüncesiyle eşinin ve kendinin hayatını sonlandırmıştır. Uranüs’ün başaktaki yerleşimi akıl sağlığını korumasını engellemiş olabilir. Bunun nedenlerini de yazının devamında aşağıda detaylıca incelemiş olacağız.
Ceres Oğlak Yerleşimi ve aileden gelen zenginlik
Ceres Oğlak semboliği ticaret yönünü çalıştırmış. Stefan Zweig’in ailesi Yahudi ve ticaretle uğraşırmış. Yahudiler ticaretten gelen zenginlikleri ile bilinirler. (Zweig Yahudilik meselesini “Gömülü Şamdan” adlı eserinde işliyor.)
Şiron Yerleşimleri
Şiron açıları da Zweig’in eline kalem almasını sağlamış. Örneğin Şiron – Venüs acı çekme eğilimi vermiş. Bu acı çekme eğilimini Şiron – Neptün açısı da BBKM başta olmak üzere çoğu kadın karakterine yansıtmış. Şiron – Neptün ilişkisi yarıcılıkla ilişkilendirilir. Şiron – Uranüs açısı ise insanlığa yardım etmek isteği verir.
Zweig’ın haritasına bir de uranyen harita ile göz gezdirelim.
Dünyaca ünlü yazarın Koç noktası yerleşiminde neler var?
Stefan Zweig dünyaca tanınan önemli bir yazar olduğundan, haritasındaki Koç noktasını oldukça önemseriz. Koç noktası uranyen haritada, dünya tarafından nasıl göründüğümüzü, ve dünyada ne konumda olduğumuzu anlatır. Zweig’ın Koç noktasında Zeus ve Transpluto yerleşimi vardır. Zeus savaşları, patlamaları ; Transpluto ise bilinçaltı travmatik hastalıkları anlatmaktadır. Koç noktasına 4 derece orb ile yerleşimde bulunan Kronos ise, Zweig’ın resmi ve devlet üstü yönetimler ile olan problemlerini anlatır. Kronos, devletten daha üst askeri mertebelerdir. Kronos’unun retro olması, bu konularda yaşayacağı aksaklıkları ve problemleri anlatır.
Koç Noktasında Admete Asteroidi
Bahsettiğimiz bu transneptünyenlerin tabiki başka anlamları da vardır. Ayrıca Zweig’ın Koç noktasındaki Admete asteroidine de dikkat çekmek isteriz. Admete asteroidi, oldukça büyük blokajları, engelleri anlatır. Zweig’ın genel yaşam formumun kalitesinde “engel ve blokaj” kavramları hakimdir. Zweig’ın Güneş’i Psyche asteroidi ve Posedion ttransneptünyeni ile kavuşum enerjisindedir. Poseidon & Psyche, zihinsel konulara olan yatkınlık, bu konuları aşırı sorgulama, bazı konularda “yanılma” enerjisi verecektir. Haritanın en alt noktasına baktığımızda Neptün, Venüs, Vulcanus, Merkür, Hades, Jüpiter ve Şiron birliktedir. Koç noktasının tam karşısında olan bu yerleşim ona ün getirse de, türlü zorlukları da getirmiştir. Hala kitaplarının satılmasının sebebi, Vulcanus & Koç noktası karşıtlığıdır. Vulcanus adeta bir volkandır ve sürekli üretimi anlatır. Aynı zamanda güzel şeyleri büyütse de kötü şeyleri de büyütmektedir.
POSEIDON & PSYCHE KAVUŞUMU
Nitekim Zweig böylesine zorlayıcı etkileri ama “yaratıcı ve hünerli” zihne sahip, kişisel becerilerini de analiz edebildiğimiz bir haritada, hayatını kendini öldürmesiyle sonuçlandırmasını da, yanlış bakış açıları ve inançlarına bağlayabiliriz. Haritasındaki Posedion Psyche kavuşumu “kafasında bir konuda takıntı derecesinde düşünce ve duyguya sahip olma” durumunu anlatır. Bu düşünce ve takılı kalan durumun tek çözümü olarak ölümü görmesi, aslında Merkür ve Venüs Akrep yerleşiminin ona verdiği “dönüşüm” gücüne inanmaması ve kolay yolu seçmesindendir. Onun hayatı deneyimleme yolunda ve seçimlerinde özgürce hareket etme duygusu TÜM İNSANLIK için geçerlidir, ancak seçimlerimiz ve geride bıraktığımız eylemlerimiz, gerçekten bir çözüm mü bunu iyi tahlil etmek gerekir.
Uranyen haritada sabit burçlardaki 15 derecelerin önemi
Uranyen haritanın sabit yani alt bölümündeki 15 dereceler, oldukça etkileyici ve önemlidir. Bu dereceler sürekli ağır transitlerle, diğer insanlara göre 10 kat fazla tetiklenir. Bu kişilerde duygusal ve zihinsel yük oldukça fazladır, bazen insan taşıyamaz hale gelir. Halbuki o taşma noktasını beklese, rahatlama evresine de geçecektir ama işte sabırsızlık, ve düşüncelerde takılı kalmışlık malesef insanları yanlış yollara sürüklemektedir. Mars Yengeç konumunda, yukarıda da belirttiğimiz gibi, kişi o an ki duygusuyla (Yengeç Ay yönetimi) eylemlere kapılabiliyor, ve bu durum İNSAN ŞUURU açısından çok zorlayıcıdır… Şuursuz anlar, farkındalığı kapalı anlarımız hepimizin var, mühim olan bu anları “gözlemleyebilmek”. Zaman vermek ve geçip gitmesini beklemek gerek….
HYBRIS & KRONOS KAVUŞUMU
Hybris (engeller) ve Kronos kavuşumuna sahip Zweig, gerçekten de Kronos yani devlet & asker engelleyici bir unsur olduğuna odaklanmıştır ve zaten engellenme de yaşamıştır. Haritasında kayıpları anlatan Neptün, onu bir noktada çok dağıtmış olabilir ve aslında Neptün gücü “yazarlık” tır…
Yazarlar : Işık Selin Orhuntaş